Talebelerinden Ebû Câfer anlatır: “Bir gün Zünnûn-i Mısrî hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” yanındaydım. Eşyâların evliyâya itâatinden bahsediyordu. “Meselâ şu sandalyeye odanın dört köşesini dön desem, döner ve eski yerine gelir.” buyurdu.…
Evliya Menkıbeleri
Eshâb-ı kiramdan, Beşir bin Sa’d’ın kızı ve Nûman bin Beşir’in kız kardeşi (radıyallahü anhüm) anlatıyor: Annem Amre bint-i Revâha (radıyallahü anhüm) beni çağırdı. Eteğime iki avuç hurma koyduktan sonra, -Evladım!…
Abdullah bin Amr bin Âs “rahmetullahi aleyh” anlatır: “Babam (Amr bin Âs “radıyallahü anh” hazretleri ) sık sık şöyle derdi: “Ölmek üzere olan, fakat aklı başında bulunan kişi, yanındakilere ölümü…
Bir gün padişah iki tane köle satın aldı. Kölelerden biri çok temiz yüzlü, inci dişli biriydi, nefesi gül gibi kokuyordu. Diğeri oldukça çirkindi, dişleri çürümüş, ağzı kokuyordu. Padişah o güzel…
Hacı Bayram-ı Velî hazretleri, Emîr Sultan hazretleri ile sohbet etmek için talebelerinden bir kısmı ile Bursa’ya gitti. O sırada Emîr Sultan’ın Bursa kalesi kenarındaki evleri harabeye döndüğü için, ustalar tarafından…
Abdullah bin Amr bin Âs anlatır: “Babam (Amr bin Âs “radıyallahü anh” hazretleri ) vefatı ânında buyurdu ki, “Yavrum! Benim hayatım üç devreye ayrılır: Önceleri ben, Resûlullahı (aleyhisselâm) katletmek isteyenlerin…
Müslüman gencin biri, iftiraya uğrar. Sonunda idama mahkûm olur. İnfaz saatini beklerken, kendisine iftira edenlere, bu arada hükümdara ağzına gelen sözleri sarf eder, sövüp sayar. Bu acı acı bağırmalar, bir…
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “kuddise sirruh” hazretleri, büyük âlim ve evliyâdır. Talebesinden biri anlatıyor: Bir gün Efendi Baba ile câminin önünde oturuyorduk. Dilsiz bir çocuk getirdiler huzûra. On-on iki yaşında görünüyordu.…
İmâm-ı Şa’rânî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, hükümdar Kayıtbay’ın ziyaretine gider. Sohbet esnasında, hükümdarın üzerine sinekler konar. Bunun üzerine, Kayıtbay’a, (Sen bu ülkenin sultanısın, söyle de sinekler üzerinden gitsinler) der. Kayıtbay, (Ben…
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “kuddise sirruh” hazretlerini sevenlerden bir kimse şöyle anlatıyor: Bir gün bu büyük zâta; “Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî mi yüksektir, yoksa İmâm-ı Rabbânî mi?” diye sordular. Ben de o…