Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “kuddise sirruh” hazretleri, büyük âlim ve evliyâdır. Talebesinden biri anlatıyor: Bir gün Efendi Baba ile câminin önünde oturuyorduk. Dilsiz bir çocuk getirdiler huzûra. On-on iki yaşında görünüyordu.…
Evliya Menkıbeleri
İmâm-ı Şa’rânî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, hükümdar Kayıtbay’ın ziyaretine gider. Sohbet esnasında, hükümdarın üzerine sinekler konar. Bunun üzerine, Kayıtbay’a, (Sen bu ülkenin sultanısın, söyle de sinekler üzerinden gitsinler) der. Kayıtbay, (Ben…
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “kuddise sirruh” hazretlerini sevenlerden bir kimse şöyle anlatıyor: Bir gün bu büyük zâta; “Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî mi yüksektir, yoksa İmâm-ı Rabbânî mi?” diye sordular. Ben de o…
Konevî Câmii’ne devamlı gelenlerden biri anlatır: “Sadreddîn-i Konevî hazretlerini “rahmetullahi aleyh” iki defa rü’yâmda gördüm. İlk gördüğüm gecenin gündüzünde, bir iş yüzünden birçok kimsenin kalblerini kırmış, onları çok üzmüştüm. Rü’yâmda…
Sadredin-i Konevî hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” türbesine hizmet edenlerden biri rivâyet etti: Zamanın devlet erkânından yüksek rütbeli bir subay türbeyi ziyârete geldi. Câmide namazı kıldıktan sonra, Sadreddîn-i Konevî’nin nefsini terbiye etmek…
Osmanlı Veziri-azamlarından Hekimoğlu Ali Paşa, çok cömert ve hal ehli bir zat idi. Onun komşularından biri, paraya ihtiyacı olduğundan, evini satılığa çıkardı. “Kaça veriyorsun?” dediler. “Yüz bin akçeye” dedi. “Senin…
Bir toplantıda Halîfe Hârûn Reşîd, Behlül Dânâ “rahmetullahi aleyh” hazretleri ile buluştu: Hârûn Reşîd, ona, “Çok zamandır seninle görüşmek istiyordum.” deyince, Behlül, “Ben böyle arzu duymadım” diye cevap verdi. Buna…
Bir defasında Eshâb-ı kirâm’dan Ebüdderdâ hazretlerinin (radıyallahü anh) evine bir zât uğradı. Ona; eğer burada kalacaksan sana bir yer hazırlayayım, yolcu isen, geçip gideceksen sana azık hazırlayayım dedi. O zât;…
Eshab-ı kirâm’dan Ebüdderdâ (radıyallahü anh) hazretleri bir gün Şam’da mescidde oturuyordu. Bir kişi mescide girdi ve şöyle duâ etti. Yâ Rabbi! Yalnızlıkta bana yardımcı ol, garîbliğimde bana acı. Bana azîz…
Alâüddîn-i Attâr hazretlerinin “kuddise sirruh” babası, Buhârâ’nın zengin eşrafından idi. Üç oğlu vardı. Bunlardan büyük oğullarının isimleri; Sehâbeddîn ve Hâce Mübârek’tir. Alâüddîn en küçükleri idi. Babası vefât edince, oğullarına çok…