Sultan Vahîdeddîn Hân mübârek Hırka-i saâdeti ziyâret edecekti bir gün. Yanında Abdülhakîm Arvâsî hazretleri de olsun arzu etti. Ve dâvet etti biriyle. Birçok din adamı da çağrılmıştı. Abdülhakîm Efendi hazretleri, yardımcısı…
İslam Alimleri
Enver abiler buyurdular ki; Abdülhakîm Efendi hazretlerinin “kuddise sirruh” hasırdan bir sandalyesi varmış. Bir akşam o sandalyede oturup cemaate karşı sohbet ederken, kalkıp kendileri ışığı kapatmışlar, sonra geri gelip yerlerine…
Enver abiler buyurdular ki; Dînimizin asıl mühim emirlerinden biri; “Dînül mer’i dînül halîlihi.” “Kişinin dîni, arkadaşının dîni gibidir.” İnsanın dîni, arkadaşınınki gibidir. İyi arkadaş seçmeli, unutmayalım ki; dünyada kimi seçiyorsak, âhırette…
Şakîk-i Belhî hazretleri buyuruyor ki, Ebû Hanîfe, çok vera’ sâhibi, çok bilgili, âbid [çok ibâdet edici], çok kerîm ve dinde çok dikkatli idi. Dinde kendi görüşü ile birşey söylemezdi. Kendisine…
Bir kimse, on dînî meseleyi bir kâğıda yazıp Abdülhakîm Arvâsî “kuddise sirruh” hazretlerine sormak için gelip girdi Bayezit Câmiine. Büyük velî vaaz ediyordu. Gidip karşısında oturdu. Mübârek, onu görünce; “Bâzıları…
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî “kuddise sirruh” hazretlerini sevenlerden bir kimse şöyle anlatıyor: Bir gün bu büyük zâta; “Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî mi yüksektir, yoksa İmâm-ı Rabbânî mi?” diye sordular. Ben de o…